28 Şubat 2008 Perşembe

Milföylü Tartoletler


Öncelikle gecikme için özür dilerim, önümüzdeki günlerde gerçekleşecek bir proje için hummalı bir çalışma var. Şimdiden açıklamak istemiyorum ama az kaldı yakında paylaşırım...:)
Tarifimiz oldukça basit aslında belki çoğu kişi tarafından bilinen, genelde bunun tuzlusu yapılır ama ben bu defa milföy kaselerini tatlıyla doldurmak istedim..:)
Gerekli malzemeler:
  • 6 adet milföy hamuru
  • Dr.Oetker dolgu kreması
  • Soğuk jöle yada tart jölesi
  • arzu ettiğiniz meyveler

Milföy hamurlarımızı merdane yardımıyla biraz açıp her bir tart kalıbın üzerine yerleştiriyoruz, kenarlara sarkan parçaları temizliyoruz.( Artan parçaları bir araya getirerek ben bir tart kalıbını daha kapladım) ortalararına yağlı kağıt içerisinde biraz nohut koyuyoruz ki pişme esnasında hamurun orta kısmı kabarıp kase şeklini bozmasın. Önceden 200 derecede ısıtılmış fırında kızarana kadar milföylerimizi pişiriyoruz. Fırından çıkarıp ılıdıktan sonra tart kalıplarından ayırıp tarife göre hazırladığımız Dr. oetkerin dolgu kremasını dolduruyoruz.

Bir kısmının üzerine ben damla çikolata ve kakao serptim ve daha önce hazırladığım portakal şekerlemeleriyle süsledim diğerlerine de meyveler dizip birazda ahududu reçeli koyup soğuk jöle sürdüm. Ama size tavsiyem meyveliyi sade dolgu kreması yada farklı bir sade kremayla yapmanız. Çikolata krema da yakışıyor ama sade kadar değil..:))Süsleme konusunda farklı alternatifler de kullanabilirsiniz bu sizin hayal gücünüze kalmış.Yapımı bu kadar kolay yemesi de bir okadar kolay ve lezzetli..:)) Afiyet olsun..:)

27 Şubat 2008 Çarşamba

Portakal Kabuğu Şekerlemesi-Deneme 1


Genelde meyveleri mevsiminde pek değerlendiremeyenlerdenim ama bu defa çok geç olmadan portakal kabuklarından şekerleme yapmayı başardım ve sanırım bir kez daha yapacağım..:))çünkü inanılmaz bir tat ve ağızıma attığım andan itibaren kafamda bu şekerlemeleri kullanılabileceğim bir sürü tarif belirdi. Tabii bunları yavaş yavaş gerçekleştirmeyi düşünüyorum çünkü hala şu meşhur 'keyfsizlik' le başedebilmiş değilim ama son duruma bakılırsa, en iyi savunma saldırıdır deyip geçmesini beklemek yerine harekete geçtim..:)
Daha önce çikolatalı portakal kabukları yapmıştım kurban bayramı için ama şekerlemesini denememiştim bu iyi bir tecrube oldu. Tabii öncelikle en büyük sorun portakal kabuklarını temin etmekten başlıyor çünkü ya kalabalık bir aile olup her kezin aynı anda yediği kabukları toparlayacaksınız yada benim gibi bütün arkadaşları bu iş için organize edip bir anda işi bitireceksiniz ziraa kabuklar bekletilmeye gelmiyor..:))
Gerekli malzemeler:
  • 4-5 adet portakalın kabuğu(daha az da olabilir ama ben 5 adet kullandım)
  • toz şeker
  • su

Portakal kabuklarımızı yıkayıp tencerede kaynatıyoruz, su bir iki dakika kaynadıktan sonra kaynayan suyu boşaltıp tekrar yeni su koyup bir kez daha kaynatıyoruz, bu işlem 3 defa tekrarlanıyor. Daha sonra portakal kabuklarımıza istediğimiz şekilleri veriyoruz ki bu genelde uzun çubuklar şeklinde oluyor..:) su bardağı ile kabukları ölçüp tekrar tencereye boşaltıyoruz benim üç bardak portakalım olmuştu dolayısıyla üç bardak şeker ilave ettim, ardından 1,5 bardak sıcak su. Portakallar pişip şurup koyulaşıncaya kadar pişiriyorsunuz , şurubun içinden çıkarıp ılındıktan sonra hatta soğumak üzereyken toz şekere bulayıp fırın telinin üzerine dizip kurutuyorsunuz. Genelde biraz aceleciyimdir ve maalesef bunun ceremesini de çekerim tıpkı bu şekerlemelerde olduğu gibi soğumalarını pek bekleyemediğim için toz şekere buladıktan sonra şekerim biraz eridi siz siz olun acele etmeyin..:)))

Eğer kızımdan fırsat bulurda..:))) birazını ayırabilirsem önümüzdeki günlerde hemen kullanmayı düşünüyorum.

Tabii bir de portakal kabuğu krokanımız var ..:))ama açıkçası pek tutmadım o yüzden burda paylaşmıyorum şimdilik..:))Kuruyemişin krokanı olurda meyvenin olmazmı deyip işe koyuldum ve yaptım fena da olmadı ama daha üzerinde çalışıması gerekiyor..:))

24 Şubat 2008 Pazar

Neşeli dişler





Bugünlerde olan biteni bir türlü aklım almıyor. Hiç bir şeye yetişemez oldum daha kötüsü de hiç bir şey de yapasım yok...Sanırım bu durumda da daha fazla zorlamanın anlamı yok değip bir kenara çekildim ve her şeyin normale dönmesini bekliyorum, umarım bu bekleyiş uzun sürmez...



Hafta sonu kızımın diş randevusu vardı, dişçi teyzemize gösterdiği sabır için tekrar teşekkürler, bunlarda giderken yanımızda onun için kızımla birlikte yaptığımız zencefilli kurabiyelerimiz. Bir dişçiye ne gider tabiki diş gider dedik ve neşeli dişler adını taktığımız kurabiyelerimiz ortaya çıktı..:))aslında diş fırçası ve macunu da olurdu ama şu 'keyfsizlik' nedense engel oldu..:(





Ve bunlarda yine emektar mantar kalıbımın marifetleri. Daha önce sulandırılmış kırmızı gıda boyası ve toz şekerle süsleneni yapmıştım bu seferde çikolata ile birlikte krokan ve hindistan cevizi yardımıyla süsledim..İşin açıkçası bir iki adet tatma dışında başka yeme fırsatım olmadı çünkü bir arkadaşın daveti için gittiler..:)Ama ' keyfsizlikle' baş eder etmez tekrar yapmayı düşünüyorum hatta bu defa beyaz çikolatayla..:)

11 Şubat 2008 Pazartesi

Debbie Brown'la rüya gibi bir gün...

Öncelikle sevgili Berna'ya böyle bir organizasyonu gerçekleştirdiği için çok teşekkürler. Gerçekten inanılmaz güzel ve zevkli bir gün geçirdim. Önce sevgili Burcu'yu tekrar gördüğüm için çok çok mutlu oldum(Burcucuğum verilen arada bizim kitap almamız için katlandığın zahmetler için ayrıca teşekkürler arkadaşım) , sonra da sevgili Neslihan'la ve Hilal'le tanışma fırsatım oldu..:))Katılan tüm arkadaşlarla birlikte çalışmak benim için oldukça heyecan vericiydi en önemliside karşımdaki öğretmenin Debbie Brown olması muhteşem bir şeydi...:)



Oldukça mütevazi ve yardımsever biri. Bir günün sonunda da yukarıdaki maket pasta ortaya çıktı bu benim çalışmam ve zevkle eve getirerek havamı attım..:))

Son olarakta bu kursa katılmamda büyük katkısı olan sevgili eşime teşekkür etmeden geçemeyeceğim . Teşekkürler bitanem...:))